Kelime Sayısı:710
4 Bölüm
Yenilmez Efsane Geri Döndü
En kenarda oturuyordu. Üzerinde
mavi, beyaz ve siyah renkleri ile karışık elbise vardı. Kıyafeti eski ve epey
yıpranmıştı. Masanın üzerinde heybesi vardı. Kılıcını elbisesine saklamıştı.
Kılıcı hala mühürlüydü. Gözlerini şapkası ile örtmüştü. Hancıdan sadece rom
istemişti. Hancı onu epey geciktirirken sonunda göndermeyi akıl edebilmişti.
Onu önemsemediği açıkça belli idi. Hal ve hareketleri, sakalı ve elbiseni onun
ihtiyar ve fakir görüntüsünü saklayamıyordu. Üzerinde bataklık ve garip kokan
yaratıkların kokusu sinmişti. Handa
güçlü kimse olmadığını anlamıştı ve askerde yoktu. Mektup Kralın eline geçeli
birkaç gün olmuştu, hazırlıklı gelmiş şehre hiç olay çıkartmadan sızmayı
başarmıştı. Kral Gavanant’ı iyi tanıyordu, onun babasını öldürdüğünde Gavanant
henüz çocuk denilebilecek yaştaydı. Gavanant onun yüzünü görmüştü. Bierta onun
yüzünde hayatı boyunca unutamayacağı acı bırakmıştı. Gavanant babasının ölümünü
gören nadir krallardandı. Babasının ölümünden sonra ondan intikam almaya
çalışmış fakat Bierta hiçbir şekilde zor duruma düşürüp intikamını alamamıştı.
Ondan intikam alabilen herhangi kral ailesi de Kalmukya üzerinde bulunmuyordu.
Bierta Culdan Krallığının en güçlü döneminde gerçekleştirdiği bu suikast ile
Dünyanın kafatasındaki bütün dengeleri değiştirip yeni krallıkların ortaya
çıkmasını ve bu krallıkların içinde Bretoneskaların önünü açmıştı.
Onun geleceği görme yeteneği
yoktu. Bretoneskaların bu kadar güçleneceğini hiç düşünmemişti. Culdan krallığı
buhranlı günler yaşarken Bretoneska ordusu çoktan yola çıkmıştı. Seferin nereye
yapılacağını gizleniyordu ve Kral Gavanantın onlara karşı meydan savaşı
yapacağı da bilinmiyordu.
Bierta oğlunun kim olduğunu yazmamış
sadece çocuk olduğunu belirtmişti, eğer idam listesinde son anda bir değişiklik
olmadığı ise bugün idam edilecek ilk çocuktu.
İdam edilecek mahkumlar önce tek tek sorguya çekilecekti. Bu halkın
önünde gerçekleşecek ve muhtemelen hiçbir sonucu değiştirmeyecekti. İnsanlara
adil yargı görüntüsü verebilmek için yapılan bir şeydi. İdamın durdurulacağına
inanmıyordu belki oğlu için bir şeyler yapılabilirdi. Kendisini öldürmeye can
atacak savaş konseyi üyeleri daima mevcuttu.
Bir savaş veya olumsuz gelişecek olay yaşandığında ne yapması
gerektiğini çok iyi biliyordu. İlk kez olay çıkartmadan kan dökmeden oğlunu
alıp şehirden ayrılmayı düşünüyordu.
Peşine düşseler bile onu bulamazlardı. Bu konuda dünyada yetenekli
olanlar olsa bile 20 yıldır bulunamayan adam olduğu kaçınılmaz gerçekti.
Efsane geleceğini önceden
söylemişti, her zaman öyle yapardı. İnsanları hazırlıksız yakalamaktan
hoşlanmazdı. Karşısında ne güç koyacaklarını ve nasıl hazırlanacaklarını merak
ederdi. Bu huyuna rağmen intikam için birçok baskın vermiş adamdı. Romun bir yudum
aldığında hanın kalabalık sesinden rahatsız olmuştu. Romun tadı iyi değildi.
İçkisi her zaman kımız olmalıydı, artık Kalmukyada kımız yeterince
üretilmiyordu bazı yerlerde Borla İçkisi olarak adlandırılan kımız ona
özendirilmemek için yasaklanmıştı. Karşısında ne tür planla ve ne güç
koyacaklarını merak ediyordu. Bazen ise karşılarına hiç çıkmazdı, böyle olduğu
zamanlar işini rahatça görebiliyordu.
Romu tekrar yudumladı gürüldü
giderek artıyordu. Son yirmi yılını ormanda yaşayarak, odun keserek bahçesinde
ürünler yetiştirerek stokladığı malları satarak geçinmişti bazen ufak tefek
yaralanmalara da bakıyordu ama gerçek tedavi yeteneklerini kimseye
göstermemişti. Aslında iyi bir hayat
denilebilirdi fakat sıkıcıydı. Yaşadığı yer sessiz bir yerdi kimse tarafından
rahatsız edilmezdi, hatta köyün yaşlısı diye ilgi gösterenler bile olmuştu ama
bilerek asla rahatsız edilmedi. Onun gibi birisini katiller katili olduğunu
bilselerdi. Köylüler ondan bağışlanmayı bile dileyebilirlerdi. Romundan bir
yudum daha aldı. Önündeki ışığını kapatan insanlar olduğunu fark etmişti.
Gündüz olmasına rağmen han bir o kadar karanlıktı. Başını kaldırdı ve önünde
dört haydut dikilmişti. Başını kaldırmasına rağmen yüzü görünmüyordu. Meraklı
birisi olduğunu Bierta o zaman anlamıştı.
‘’Hey bunak dört kişilik yer kaplıyorsun burada. Buraya biz oturacağız’’
dedi. Borla romundan bir yudum daha aldı ve adamın önüne sürdü. Hiçbir şey
söylemeden ayağa kalktı. Masayı onlara bırakarak yanlarından geçti, ilerlemeye
başladığı sırada ‘’Rom sizde kalsın’’ dedi ve yürümeye kaldığı yerden devam
etti. O sırada sırtında yay olan adam yanına geldi ‘’İhtiyar paran varsa bize
de ısmarla dört kişiyiz sadece bir rom bıraktın bize.’’ Diye söylendi. Adam
onun kolunu sıkmak isterken Bierta onu bileğinden yakalamıştı. Diğerleri
sırıtıyordu, karşılarında hiç direnmeyen ihtiyar vardı. Onu ne kadar yolsak
kardır diye düşünüyorlardı. Kıyafetlerinin özensizliği ve kaderin kılıcını iyi
saklamış olması ile durumu anlamamışlardı. Kılıcın üzerinde olan üç elması görselerdi
o kılıcı sıradan birisinin taşımayacağını rahatlıkla anlayabilirlerdi. Bierta
boşta olan elini kaldırdı.
‘’Hancı bu masaya bir şişe daha rom’’ dedi. Adamın elini bıraktı. Diğeri
yanına doğru ilerliyordu. Hancı haydutların masasına hemen bir şişe rom
koydu. ‘’Ben şarap istiyordum ama’’ dedi
bir tanesi’’ Yanına gelen. En arkada masada olan ‘’Uzun yoldan geldik kalacak
bir yer gerek biraz da para verirsen tanıdığım en iyi ihtiyar olabilirsin’’
demişti. Bierta ‘’Kadında istersiniz değil mi?’’ diye sordu. Haydutlar gözleri
açılmıştı. ‘’Neden olmasın’’ dediler hep bir ağızda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder