Kelime Sayısı:818
2 Bölüm
Bir Umut
Kadın ‘’Neden engel olmadın?’’ diye sordu.
Adam bir şey söylemedi. Kadını kaldırdı ve kolundan tuttuğu gibi sürüklemeye başladı,
kadın bağırmaya başladı onu bahçe kapısına kadar sürükledi ve çitin üzerinden
kadını dışarıya fırlattı. Kadın yerde yuvarlandı ve bağırmaya başladı. ‘’Qez!’’
dedi. Askerler geriye dönüp baktılar
Adam içeriye giriyordu. Qez yanındakilerle birlikte geri dönüyordu,
arkadaşından istediği yayı ve ok verdi. Qez adam geriye dönerken sırtından
vurdu. Adam sırtına saplanan ok yüzünden kapı eşiğine güçlükle tutunabildi.
…
Kalmukyada herhangi
bir yer
İhtiyar elini masaya vurdu ve biraz daha
kımız istemişti. İki şişeyi bitirmesine rağmen hafif sarhoş olmaya başlamıştı. ‘’Bierta
beklediğimiz gün geldi’’ dedi. Bu sesin kime ait olduğunu biliyordu eskiden çok
güçlü olan şu anda ölmekte olan karanlık sesti bu. Masa biraz siyahlaştı ve
Bierta’nın yüzüne baktı.
‘’7 yıl önce
kaybettiğin çocuk tekrar ortaya çıktı idam edilecek. Onu kurtarmalısın’’ dedi.
Güldü bu safsataya inanmıyordu. Her zamanki söylediği sözle cümleye başlamak
istedi fakat cümle kurmak bile gereksizdi. Karanlık ses onun ilgilenmediğini
görünce konuşmaya devam etti. ‘’Radax ve Biberli hanımın haberi yok çünkü
çocuğun gücünü bilen kişiler öldürüldü. Ondaki karanlık gücü bilen yok. Bu son
umut Bierta bunu kaybedersen gerçekten kaybetmiş olacaksın. ‘’ dedi. Başını kaldırdı kimsenin görmediği ve sadece
onun gördüğü bir zamanlar tüm karanlık gücü elinde tutan varlık artık bu gücü
kaybetmişti. ‘’Sen de kaybettin’’ dedi.
‘’Eğer onu
idamdan kurtarırsan kazanmak ve geri dönmek için bir şansın olacak. 20 yıldır
ortalıklarda yoksun hiç orduya ne olduğunu düşünmedin mi?’’ diye sordu. Bierta
‘’Hayır’’ diye cevap verdi. Bierta ayağa kalktı, merdivenlere doğru yürüyordu.
Karanlık varlık ‘’Umutsuzların umudu ol’’ diye fısıldadı kulağına. ‘’Başkalarının sözleri sadece o kişiler
söyleyince anlamlı.’’ Dedi. Duvardan güç
alarak yukarıya çıktı ve odasının kapısını açıp içeriye girdi. Kapıyı kapattı.
Odanın kenarında duvara bitişik bulunan sandalyeye oturdu ve masaya yanaştı.
Karanlık varlık biçimsiz duman şeklinde göründü. ‘’Nerede?’’ diye sordu.
‘’Krimor Şehri
Culdan Krallığına ait. ‘’ dedi. ‘’Hmm, halen Kral Galvan(Gavanant) elinde
demek. ‘’ dedi. Ceketinin cebinden Yundan kuşuna ait tüy çıkardı, diğer
taraftan siyah sayfa ve siyah zarf çıkardı.
‘’Dediğin gibi olsun yıkıl karşımdan’’ dedi. Varlık kaybolmuştu. Bierta(Borla) ‘’Her şeye
sıfırdan başlamak’’ diye mırıldandı. Yundan kuşunun kanlı tüyü ile siyah
sayfaya Krala yazı yazmaya başladı. Kurt mührünü koydu, kanın kurumasını
bekledikten sonra sayfayı katladı ve siyah zarfın içine koydu. Zarfı kumaş
parçası ile sardı. ‘’Ufaklık!’’ diye
bağırdı. Çocuk içeriye girdiğinde
yüzünün üzerine kapaklanmıştı, çabucak ayağa kalktı, burnu kanamıştı.
‘’Buyurun!’’ dedi.
‘’Bunu Siyah
Düşler hanında Ozan Sazan’a götür.’’ Dedi. Çocuk Biertanın verdiğini aldı. Bir
de ona Kara mangır uzattı. ‘’Bunu da yanında ver ama sakın kimseye gösterme
yoksa parmaklarını kesip yediririm sana bu da bedeli 100 gümüş. ‘’ dedi. Çocuk
biraz ürpermişti ama daha önce Siyah Düşler hanına girmişti. Dünyanın en
tehlikeli hanlarından bir tanesiydi. Efsanelerin bile bu handa içtiği
söylenirdi.
…
Çocuk handan çıktıktan sonra hiç durmadan
koştu, yorulduğunda soluklandı ve tekrar koştu. Bilinmeyen ihtiyardan
tarafından verilen haber 100 gümüş değerinde idi. Hancı bunun 80 gümüşünü
kendine alsa bile 20 gümüş son zamanlarda elde ettiği en büyük kazançtı. Bir
aylık kazancını tek seferde almıştı. Siyah düşler hanına geldiğinde içeriye
girdi. Şehrin en eski ve en bakımsız hanıydı ama dünyanın en iyi içkileri en
güzel müzikleri ve en güzel kadınları ve erkekleri bu handa bulunurdu. En çok
para kazandıran işlerde buradaydı. Hiçbir normal insanın içeriye girmeye
cesaret edemediği yerdi. Çocuk içeriye korkmadan girdi, çünkü bu handa çocuklar
ve haber getiren kişiler asla öldürülmezdi. İçeride Ozan Sazan’ı buldu. Haber
ulaştırmak için en güvenilir kimseydi bunun bedeli çok pahalıydı. Eğer
haberlerden güvercinlerin, atmacaların, kartalların, denizlerin, rüzgarların, okyanusların
ve diğerlerinin haberlerinin olmamasını isteniyorsa tek haberci Ozan Sazan’dı. Haberlerini
şarkılarını ile sarıp Kalmukyanın her yanına güvenli şekilde gönderebilirdi.
Krallıklar bile bazen ona ihtiyaç duyarlardı.
Çocuk giriş katta bulunan son odaya gitti ve kapıyı çaldı. Sazan
‘’Kim?’’ diye sordu.
‘’Çok önemli
haber için buradayım. Ne olduğunu ve kimin gönderdiğini bilmiyorum ama çok
önemli gerçekten eğer içeriye almazsanız parmaklarım kesilerek yemek zorunda
kalacağım.’’ Demişti. Sazan ‘’Kapıyı aç’’ dedi. Çocuk içeriye girmişti. Masanın
başında Ozan elindeki sazı duvara yaslamıştı. Oturmasını söylemişti. Çocuk
elinde olanı ona verdi. Ve Ozan bıçağını çıkardı. ‘’Eğer haber yeterince önemli
değilse dilini kesip sana yutturacağım.’’
Dedi. Ozan kumaşı biraz açtığında yüzü değişti. Çocuğu başından savdı ve
ona 200 gümüş para verdi. Çocuk gitmeden önce Kara mangırı masaya koydu. Çocuk
sevincinden uçmayı öğrenebilirdi bu gecede kazandığını başka hiçbir zaman
kazanmamıştı. Odanın kapısı kapandığında
kumaşı tamamen açmış ve siyah zarfı görmüştü. ‘’Kara Mangır ve Siyah zarf
Zarfın üzerinde Culdan kralına yazıyor ve
Kurt mührü vardı. Ozan bunun tam anlamında ne olduğunun farkında idi. Çift
korumalı bir şarkı yazması gerekiyordu. İyi bir heybeye konması gerekiyor ve elindeki
en iyi haberci bu haberi ulaştırmalıydı. ‘’Efendi Bierta’ya ait olmalı. Krala
bir mektup ya bir tehdit ya da apaçık savaştır.’’ Diye mırıldandı. Sazını eline
aldı şarkısını söyledi. İki farklı şarkı ile zarfı korumaya aldı. Bu koruma
zarfı tehlikelerden korunmasına sebep değildi. Sadece bu zarftan Kalmukyada hiçbirinin
haberi olmaması anlamına geliyordu. Heybeye yerleştirdi ve duvara üç kez
yumruklardı. Haberci geldiğinde ‘’Culdan kralına gidecek. Önemi ölüm gibi
unutma!’’ dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder